Yani şu oyunun ismini duyunca bir anda gözümün önüne Western film müziği geldi. Dead or Alive 2… Dedim, “tamam, bugün kovboy oluyorum.” Açtım Slotter’dan, makaralar gözümün önünde bir anda tuzlu çöl havasına büründü.

Semboller şahane. Kemer tokası, viski şişesi, kovboy şapkası… Ekran resmen Clint Eastwood’un gençliğini anlatıyor. O spin sesi var ya, sanki silah çekme sesi gibi. Tetikte bekliyorsun. Bir anda WILD sembolü gelince de “tamam” diyorsun, “şerifi bulduk.”

Bonus Round = Kırmızı Tozlu Altın Yağmuru

Bu oyunda üç farklı bonus turu var. Seç beğen al. Ama favorim “High Noon Saloon” kısmı. O çarpanlar var ya… Yani biri diğerinin üstüne bindi mi, artık masa devriliyor. Oturduğun yerden “bu sefer çok farklı bir şey olacak” diyorsun.

Her spin’de hem adrenalini hem de çarpanı hissediyorsun. O kadar sağlam çarpıyor ki, “bu oyun bana bir western dizisi çekti” diyorsun. Bir de kazanç ekranında o yanan yazılar yok mu… ekrana şöyle bir yaslanıyorsun, “helal ulan!” diye içinden geçiriyorsun. İşte buna kapılınca ne kadar harika olduğuna karar vereceksin.

Slotter’la Teksas Rüzgarı Estir

Slotter’a helal olsun. Bu kadar detaylı, animasyonlu bir oyunu bile en ufak bir takılma olmadan akıtıyor. Dead or Alive 2 zaten aksiyon dolu. Bi’ de üstüne stabil akış eklenince, gözünü kırpmadan izliyorsun makaraları.

Oyunun her saniyesi olay. Slotter sayesinde de sanki ekranın içindesin. Spin atarken arkadan bir toz bulutu kalkıyor gibi. Ha bu arada, kazandığın anda anında hesaba geçiyor. O an, şerifin altın kesesini sana attığı an gibi.

Bazen Vahşi Batı’da Kaybolmak Gerekir

Dead or Alive 2, sadece bir slot oyunu değil. Bir karakter hikayesi gibi. Bir öyküye ortak oluyorsun, her spin’de başka bir sahneye geçiyorsun. Kazanmasan bile “yaşadım be” diyorsun. Yaşarken de aynı zamanda kazanmanın tadına varınca işte o zaman anlam kazanıyor.

Hayat bazen bir düello gibidir. Tetiği çeken kazanmaz, zamanlamayı bilen kazanır. Slotter’da zaman sende. Teksas’ın ortasında, ekranın başında, altın gibi kazançlar seni bekliyor.